WwW.SeBeNcenneti.CjB.net

   
  Sebencenneti.CjB.NeT


SEBEN.gif (20747 bytes)

s.gif (34354 bytes)

Ana Sayfa
Tarihi
Ticaret
Ekonomik Durumu
Kültürü
Köyleri
Turistik Bilgiler
Etkinlikler
Görüntüler
Önemli Telefonlar
Mesaj Yazın
Mesaj Okuyun
Yöresel Maniler
Su Gibi
Giriş
     SEBEN CENNETİ'nİn TARİHİ
Zirai verim gücü, akarsularının bolluğu nedeniyle küçümsenmeyecek derecede olan bölgenin Hititler devrindeyerleşme alanı olarak seçildiği gerçekse de, elimizde bu devre ait doküman bulunmamaktadır. Boğazları geçerek Anadolu'ya yerleşen Firikler bu bölgenin ilk sakinleri olduğu sanılmaktadır. Solaklar,Muslar,Çeltikdere,Yuva,Karca ,Köyleri  çevresinde  görülen ve halk arasında gavur evleri olarak bilinen kaya evler; kayalar arasına özenle oyulmuş birer Firik evidirler. Bölge Firikler den yıllar sonra, M.Ö.64 yılında Romalıların daha sonraları da Bizanslıların eline geçmiştir.  Bölgede gerçek uygarlık bundan sonra başlamış olup,bu devir kalıntılarına sıkça rastlanmaktadır. Pavli (Bavlum) kaplıcalarında yapılan inşaat harfiyatında Romalılar zamanından kalma yapı ve banyo havuzları ortaya çıkmıştır. Çeltikdere Köyü civarında bulunan kilise kalıntısı Bizans üslubu olduğuna göre bölgenin önemli bir yerleşim alanı olduğu anlaşılmaktadır.
  
İLK DEVİR (1324-1911)
Anadolu Selçuklu Sultanlığı sırasında doğudan göç edip gelen Oğuz boylarının Bizans sınırına yerleştirilmeleriyle bu bölge Türklerin yeni yurtları olmuştur. Yuva,Yağma,Dodurga,Kızık gibi Oğuz boylarınınisimlerini taşıyan köylerin olmas buranın Oğuzlarla Türkleştiğini göstermektedir.Bolu'nun alınması ile (1324) yörenin Osmanlı yönetimine geçtiği sanılıyor.
 
PAVLİ İLÇESİ
1894 yılında Bolu yöresinde incelemeler yapan ve bölgeye ait bir harita çizen Vitalciuret, şimdiki kaplıcaların olduğu yerde bir şehir olduğunu belirtmektedir.Bunu doğrulayan birçok kanıt vardır. En önemlisi eski kaplıca binalarıdır. Eski Bolu salnamelerinde Pavli ilçesinden toplanan vergilerin dökümüne rastlanmaktadır.
 
BUCAK OLUŞU (1911-1946)
1911 yılında şimdiki Keskinli mahallesinde Çarşamba isimli Mudurnu ilçesine bağlı bucak kuruldu.(Çarşamba günleri pazar kurulduğu için bu ad'la anılmıştır.) Bucak kurulduğunda ilçe merkezinin olduğu yer tamamen boşmuştu. Çarşamba bucağının o zamanlar 10 bin nüfusu ve şimdiki Kıbrıscık ilçesinin köyleri dahil 50 köyü vardı.
 
CUMHURİYET DÖNEMİ
Cumhuriyet döneminde Bolu iline (Mudurnu’ya) bağlı Çarşamba nahiyesi olarak yönetilen Seben'in çarşı içindeki caminin olduğu yerde 20 odalı ve iki katlı medrese ile bir su değirmeni vardır.Nahiye Müdürü Keskinli Mahallesinde kalmaktadır. Daha sonra 1914 yılında hükümet ve karakol keskinliden kalkıp medrese binasına yerleşti.1923 yılında ilçede ilk defa fırın ve kahve açılmıştır. Çarşamba  günleri alış-veriş yapmak için dere kenarına portatif dükkanlar kurulmuş çevre köylerden gelen  köylüler buralardan ihtiyaçlarını takas şeklinde karşılamışlar. Zamanla alışveriş  yapılan bu yerleşim yerine  önce satıcılar daha sonra halk yerleşmeye başlamış. Şehirleşmeye uygun ve merkezi bir yer olduğundan zamanla bu yöre gelişmiştir.1924 yılında yatılı bölge ilkokulu (şimdiki ilköğretim okulu bahçesinde)  açılmış yeni  yeni binalar  yapılmaya başlanmıştır. Her köye ilçe merkezine bir ev yaptırılmış, böylece memur lojmanı sorunu çözülmüş, ilçenin büyümesi sağlanmıştır. Bu yıl ayrıca Kızık,Tepe ve Kozyaka mektepleri açılmıştır.

     İLÇE OLUŞU
1946 yılında 4869 sayılı kanun gereğince bu yerleşim merkezi ilçe oldu ve Seben adını aldı. Hemen Karakol binası, hükümet binası haline getirilerek ilçe teşkilatı kurulmuştur. Seben ilçe oluşunda ilçe merkezinde 500 civarında bir nüfusa sahipti. Daha sonra gelişimi hızla artmıştır. Seben'in  ilçe olması  ile Kıbrısçık nahiye olarak Seben'e bağlanmış ve daha sonra 1.4.1958 yılında 7033 sayılı kanunla  ilçe olarak Seben'den ayrılmıştır. Bu gün ilçeye bağlı 29 Köyü  vardır.Nahiyesi yoktur. Karca Köyü Seben’den ayrılarak Bolu’ya bağlanmıştır. İlçede halen 4.000 civarında kişi yaşamını sürdürmektedir.
 
İLÇE İSMİNİN ÖYKÜSÜ
İlçe ismini Kuzeyinde bulunan Seben dağından dolayı almıştır (Seben yüce dağ anlamına gelmektedir. Başka bir görüş ise orman da yetişen Semen çiçeğinden dolayı bu adı aldığı rivayet edilmektedir.)